Deneme,  Himmet Emre ÇİMEN

İdealizm Üzerine Tavsiyeler

İdealist diye kime denir? İdealist olmak için ne yapmak gerekir?

   İdealist kelimesini biraz açmak gerekirse, belli bir hedef uğrunda çalışan ve bir gayesi olan kimseye idealist denebilir. İnsanoğlu bir hedef için çalıştığı zamanlarda en verimli günlerini geçirir, çok çalışır ve motive bir biçimde çalışır. Bu motivasyonun kaynağı da inandığı değerler uğruna mücadele verdiğinde duyduğu hazdır. İshak Alaton’un şöyle bir sözü vardır: Rotası belli olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardım edemez.

  Doğadaki her canlının bir yaratılış amacı vardır derler, ne kadar doğru bilmem ama etrafa baktığımda gereksiz hiçbir canlıyı görmediğimi söyleyebilirim. Buna yüzden diyebilirim ki bir şeyler ile uğraşmak, uğraş edinmek insanı insan yapan değerler arasına girer ve bizlere katma değerdir.

   “Yolda olmak” felsefede de başlıca bir metafordur. Benim de çok sevdiğim, kendimi kaptırdığım bir metafordur. Bazen kampta iken yorulmuş bir vaziyette bazen de İstiklal Caddesi’nin sonuna doğru gelirken ya da metroda iken internet bağlantım gidince kesilen müziğin yarattığı sessizlikte buluverir beni bu duygular.

   Yolda dinlenmek yoktur. Sürekli hareket halindesindir. Sürekli sorgulaman gerekir. Cevapsız sorulara cevaplar bulmaya çalışman gerekir. Arayış içinde olmaktır [1].

   İdeal sahibi olmayan birisi İshak Alaton’un dediği gibi “rotasız gemiye” benzer ve yaptığı hareketler pek tehlikelidir. Kendinize bir gaye belirleyin ama mümkünse bu gaye ulaşılması bir ömür alan bir şey olsun, anlayacağınız, uğruna yaşanmaya değer bir şeyler bulun ve kendinizi onu geliştirmeye adayın. Bunun gibi birkaç tane hedefiniz olabilir problem yok, örnek veriyorum ben ömrümün büyük bir bölümünü ırkçılık ile mücadele etmeye; insanların farkında olmadan ırkçı söylemlerde bulunmalarına göz yummadan onlara bunun ne olduğunu açıklamaya harcayacağım.

   Daha önce de bahsettiğim gibi insan kendine bir yaşama sebebi belirlemeli ve bu uğurda çabalamalı, yolda olmalı, düşünmeli, kendisiyle baş başa kalmalı ve kendisine sormalı; ben yaşamayı hak ediyor muyum? Dünya’da yaşayan otlar bile oksijen üreterek insanlık yararına bir şeyler yapıyor o halde bizler insan olarak sadece günü kurtarır, fazlasını çalışmayı istemezsek o ottan daha faydalı olduğumuzu nasıl iddia ederiz. Varlığımız dünyaya bir şey katmalı, eğer yaşıyorsak yaşamanın hakkını vermeliyiz.

   Sizleri gaza getirecek etkenleri sizler bulmalısınız. Bu gaza getirici etkenler bazen bir Ahmet Kaya şarkısının nakaratında, bazen de ağlayan bir mülteci çocuğun gözyaşlarında, bazen de Malcolm X’in bakışlarında gizli olabilir. Çok çalışmalıyız, çalışmamız artmalı ki diğer dünya devletlerinin önüne geçerek fark atmalıyız. Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun da dediği gibi “otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğu” olarak bizlerin dinlenmeye, durmaya, boş işlerle uğraşmaya vakti yok. İstiklal şairi Mehmet Akif ne güzel söylemiş:

   Ser-menzil-i merâma varır durmayıp giden;

   Yoktur necât ümîdi bu çöller geçilmeden.

   Heyhât, yolda böyle düşen uyku derdine,

   Hep yolcular gider de kalır kendi kendine!”

Durmayıp gidenler hedefe varır, ayrıca bu çöller/zorluklar geçilmeden rahat ümidi yoktur. Ah çalışırken ümitsizliğe düşenler, diğerleri tarafından hep geçilir ve yapayalnız/arkada kalır.

   Kendinize idol bir şahsiyet bulmaya çalışın, farklı alanlarda farklı kimseleri örnek almaya çalışın mesela. Daha sonra bu insanların sizin yaşınızda iken neler yaptıklarına, nasıl yaşadıklarına bir göz atın, biyografilerini okuyun ve bir şeyler kapmaya çalışın.

   İnanın bana hayat, uğrunda yaşamaya değer bir şeyleriniz olmazsa çekilmez bir hal alır.

Nazım Hikmetin yaşamak üzerine yazılmış çok güzel bir şiirine buradan ulaşabilirsiniz.

[1]: https://www.sozvekalem.com/yol-ve-yolculugun-felsefesi-

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir