Ahmet Basri KARAKUŞ,  Film

Kibar Feyzo film incelemesi

Kibar Feyzo 1978 tarihinde vizyona girmiş, yönetmenliğini Atıf Yılmaz’ın yaptığı bir komedi filmidir. Başrollerinde Kemal Sunal, Şener Şen, İlyas Salman gibi birçok ünlü isim yer almaktadır.

   Filmimiz başlık parasını ödemek için çalışan, bir yandan maişetler bir yandan köylüyle bir yandan da ağa ile uğraşan Feyzo’nun hikâyesini anlatmaktadır. Filmin yönetmenliği bence çok başarılı, başrolü filmin başından sonuna kadar narrator olarak görmemiz ve bir mesaj vermek isteyen bu filmin derdini anlatmasına çok yardımcı olurken hem de seyircinin ilgisini sürekli canlı tutmayı başarıyor. 1,5 saatlik süresiyle çabuk tüketilebilecek ve çok eğlenceli bir eser.

   Bundan sonraki bölümde spoilerlar olacak. Filmin olay örgüsünü anlatmak yerine filmdeki başlıkları birinci planda tutup filmi yardımcı kaynak gibi kullanacağım. Filmde 2 temel başlık var.

  1. Toprak Ağalığı
  2. Başlık Parası.

Toprak ağalığı sistemi Selçukluda İkta, Osmanlıda Tımar sistem olarak tezahür eden yapının günümüz yansımasıdır. Temelinde köylünün asla toprak sahibi olmadığı ve tüm mülkün tek bir kişinin malı olduğu bir yapıdır. Burada köylünün hayatta kalmak için yapabileceği yegâne şey ağanın tarlalarını ekip biçerek mahsulden karnını doyuracak bir kısmı almayı ummaktır. Filmde de bu çok güzel yansıtılır, kimsenin toprağı yoktur ve yaşamak için ağaya muhtaçtırlar. Yıllarca bu sistem altında yaşamaya alışmış olan halk her ne kadar bundan rahatsız olsa da girdiği eziklik psikolojisinden çıkamamakta, ağanın üstün bir insan olduğuna, yaşamak için muhtaç olduklarına inanmaya devam etmektedirler.

   Bizim filmde gördüğümüz senaryo bir nevi Ekim devriminin bir tiyatrosudur: Feodal yapı altında ezilen bir halk ve bu halkı aydınlatarak ayaklanma için motive eden kişi/kişiler… Tabi filmde olanlar baya ütopik, köylünün ayaklanıp haklarını almaya çalışması, ağayı yerinden edip özgürlüğünü kazanması Cumhuriyet’in ilk yıllarında maalesef gerçekleşmemiştir. Filmde köylü ile ağa arasındaki fark iki yerde vurgulanır. Birincisi kimse ağa gibi fötr şapka giyemez, ikincisi ağanın pohunun üstüne poh olmaz. Köylünün içinde bulunduğu ezikliği şöyle anlatayım size. Cumhuriyetin ilanı ile Atatürk önderliğinde toprak devrimi için çalışmalara başlanıyor. Tapu kadastrodan tüm köylülere ekip dikebilmeleri için toprak dağıtılıyor ancak bir hafta gibi kısa bir sürede toprak dağıtılan köylülerin %87’si devletin kendisine verdiği toprağı ağaya geri satıyor. “Vermeyince Mabut neylesin Sultan Mahmut.” Pek tabi ilerleyen yıllarda da kendisi de bir toprak ağası olan Adnan Menderes iktidara gelince toprak devrimi rafa kalkıyor.

   Filmin ikinci konusu ise başlık parası… Burada biraz sert olsa da sevgili arkadaşım Asım Nedim’in kullandığı bir ifadeye yer vereceğim: “Başlık parası, peşin tahsis edilmiş fuhuş ücreti gibi bir şey.”. Başlık parası bir çeşit ticarettir, kadının “mülkiyetinin” babasından kocasını geçmesidir. Filmde de defalarca vurgulanır bu mevzu, Feyzo’nun ağzında pek çok kez “parasını verdim, dilediğim gibi kullanırım.” benzeri laf duyarız. Bu rezil durum bir atasözü olarak da dilimize kazınmıştır. “Kadın gelinlikle girdiği evden ancak kefenle çıkar.”

   Başlık parası azalmış ancak hala bitmemiş bir olgu olarak uygulandığı her yerde gençlerin evlenmesine mâni olmuş, babaların kız çocuklarını satılık mal gibi görmesine sebep olmuştur. Bunun filmdeki en ekstrem noktası da Feyzo’nun başlık parasını denkleştirebilmek için kundaktaki kızını köylülere beşik kertmesi diye sunmasıdır.

Şimdi başlık parasının başka kavramlarla karşılaştırmasına gidelim.

  1. Mihr. Bu kavram ekonomik özgürlüğü buluna tarafın (bu genelde erkek olmuştur) diğer eşe evlilikte verdiği paradır. Bu paranın amacı yatırımdır. Eve para getiren eşin başına bir şey gelmesi durumunda diğer eşin mağdur olmasının engellenmesi amaçlanır.
  2. Çeyiz. Bu kavram evlenen bireylerin aileleri tarafından evlilik birliğine katkı olarak verilen bir çeşit hediyedir. Amaç yeni evlenenlerin ekonomik güçlükleri daha kolay aşmasını sağlamaktır.

   Günümüzde başlık parası fiilen uygulanmaya devam etmese de adı konulmadan yine bu uygulamaya giden kişiler yok mudur? Tek istedikleri, filmin de sürekli vurguladığı üzere sevdiceğine kavuşmak olan gençlerin önüne ailelerin maddiyat hırsı korkunç bir engel olarak çıkmaktadır. Evlilik karşılığında hem birliğin taraflarının hem de ailelerin karşı taraftan talep ettiği açgözlü ve sonu gelmez istekler insanların gözünü korkutmakta ve evlilikten geri durmalarına sebep olmaktadır.

   Bu film hicivle harika dersler veriyor. Günümüzde belki kimse emeğinin karşılığı için ağalardan medet ummak yahut başlık parası denkleştirmek mecburiyetinde değil ancak kavramların isimleri değişse de modern tezahürleri hala yaşıyor. Bu gibi filmler bunun için var. Geçmişten ders çıkarmak, zulmün her türlüsüne karşı çıkmak adına ihtiyacımız olan motivasyonu sağlamak için var. Aydınlık geleceğin gözünün içine rahatlıkla bakabileceğimiz bir hayat ümidiyle…

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir